Utanç: İsrail Soykırımını Seyretmek
Utanç evet, başka türlü tanımlanamaz. Siyonist terör örgütü İsrail’in soykırımını seyretmek, hayatımızın önemli bir parçası haline geldi. Alışık olabiliriz ama bu utançla yaşamak asla normal değil.
Analizler, amalar, fakatlar derken, bunu kendimize hatırlatmalıyız. 2025’te, tüm dünya soykırımı izlerken oturmuş durumda. Umutsuzluğa kapılmadan önce bir şeyler yapma umuduyla hareket etmeliyiz.
İsrail’in soykırımını izlerken utanç duyuyoruz. Mavi Marmara, Madleen, Rafah yürüyüşü… Engellere rağmen bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Amcaların utancıyla yaşamaya devam ediyoruz.
Geçmişten bugüne pek çok acı olay gördük. Hala umutsuzluğun içindeyiz. Birlik olma, yardım etme çabalarımız var ama yeterli değil. Mazlum Müslümanların durumu, utancımızı arttırıyor.
İslam ülkelerinden gelen yardımlarla umutlanıyoruz, ama yetersiz olduğunu biliyoruz. “Keşke” diyerek yaşamak, geçici bir rahatlama getiriyor. Kuşaklar arası farkları fark ederek, gelecek için umutlanıyoruz.
Gelecek kuşakların, daha güçlü, daha organize olduğu söyleniyor. Gazze’deki gençler, daha fazla mücadele ediyor. İsrail ve destekçileri, bu güveni durdurmak istiyor.
Geleceğe umutla bakmamız gereken insanlar, herhangi bir İslam ülkesinden değil. Artık utançla yaşamamamız gerektiğine inanan insanlar, umudumuzu yeşertiyor. Anlatabildim mi derdimi?